crossorigin="anonymous"></script>
CLXXXII
Muradına ermeden çeneni bağladılar mı, bütün dünya işleri, hiçten ibarettir artık.
Bir dalı, ikiye biçtiler mi, öbür dal, korkusundan tir tir titrer.
Sana, serviye benzer usul boyunu, şu çember gibi dönüp duran felek, tuttu da
çember gibi iki büklüm etti diyen kim?
Mezara gitmeden gökyüzüne ağacak adamlığı, o gücü kuvveti göremiyorum ben
sende.
Sen, şu geçip giden yurtta otura kalmışsın; görmüyorsun ama oturduğum halde
yürüyüp gidiyorsun.
Oturduğum halde gidiyorsun ya; yüzün o yana yönelmişse bu da iyidir, bu da
güzel.
Nice gemi vardır ki şu dönen girdaptan yüzünü rahmet ırmağına döndürür.
Şu âlem tuzağını ayağının altına al da kutluluk elimle okşayayım seni.
Misklerden, amberlerden daha da güzel saçların var; kele bir külâh giydiriver a
kardeş.
Güzelim saçların var ya, pek külâh arama; külâhını göğe atıver gitsin.
Dünya, ne diye senin gibi akıllı kişiyi, olmayacak bir düzenle aldatır gider?
Soğuk sel, soğuk nükteler söyler; o eşeğin ayağını kösteklememişsin sen.
Zaman, o dedikodu sırasında sana bir delil getirirse bambaşka şeyler
görürsün; gördüğünü çal onun suratına.
Bu gulyabani, bir ömürdür, seni çöllere çekiyor; kendi gulyabaniliğine deliller
getir de onu alt et.
Bu tutukluğun nedir, neden alt oluyorsun ona; cevabını ver; söylediği söz, tersi-
nedir onun (*)
*Bu şiir mesnevi tarzındadır. Ancak ilk beytinin kafiyesi "D"'dir.
----------------------------------------------------------------------------------
Kütüphanendeki bütün kitapları oku, çook daha çevik ol...
Namazları dosdoğru kıl...
Hakk'tan aldığını/alacağını da Hakk'a geri ver...
Yok olmaktan da korkma... :)
----------------------------------------------------------------------------------
Akşam ve yatsıyı kılmamıza bu şiir vesile oldu...
Tesbihatı da yapalım da sallanmayalım...
Sonra da ilim öğrenmeye devam
Tavşan uykusunu da tez bırak ömrünün baharı solmadan... :)
----------------------------------------------------------------------------
Dost Mevlana'nın Mesnevi'inden küçük bir bölüm:
--------------------------------------------------------------------------------------
Şöyle ki: Çıplak adam arıların sokmasından korunmak için suya dalar...
Arılar onun tepesinde dolaşıp başını çıkarsa hemen saldırırlar.
Zaman arı, su da Hakk'ın zikridir; O'ndan gayrisi derttir, tasadır.
Zikir suyunda nefesini tut, sabret de vesveselerini yok et.
Ondan sonra da tamamen baştan ayağa o saf suyun mizacında olursun...
Öyle ki, kötü arı o sudan nasıl kaçıyorsa, senden de öyle sakınır!
Sonra istersen sudan uzaklaş, artık suyun tabiatı senin içinde hasıl olmuştur...
---------------------------------------------------------------------------------------
Not: Devamı da elbette var ancak sana bu kadarı yeter... :)
Gece gündüz Hakk'ı tesbih et emri Kur'an'da da geçer.
Sen de Mevlevi'lerin virdiyle gece gündüz Hakk'ı tesbih et... İmsak vaktinden yaklaşık 15 dakika önce abdest al ve başla ve akşam ezanından yarım saat önce abdest al ve başla... Ara vakitlerde de 100 adet normal zikrini yap Allah izin verirse...
Dost Mevlana'dan Rabbim razı olsun. Allah aşkını da gönlünü de canını da ruhunu da şen eylesin inşallah mübareğin... :)))
--------------------------------------------------------------------------------
Biz kime âşık isek âlemler ona âşık
Kime değil diyelim bir kapıdır bir tarıyk
Biz neyi sever isek ma’şûka onu sever
Dostumuzun dostuna yad endişe ne lâyık
Sen gerçek âşık isen dostun dostuna dost ol
Bu halde kalır isen dosta değil yaraşık
Kime az bakar isen aslı yüce yerdedir
Bun yerinde durana sığını geçer ferıyk
Yetmiş iki millete kurban ol âşık isen
Tâ âşıklar safında tamam olasın sâdık
Sen Hakk’a âşık isen Hak sana kapı açar
Ko seni beğenmeği varlık evini bir yık
2020. Hâs u âm mutî’âsı dost kuludur cümlesi
Kime aydıbilesin gel evinden daşra çık
Yunus’un bu danışı genc-i nihan sözüdür
Dosta âşık olanlar iki cihandan fârığ
Allah derviş Yunus'tan da razı olsun. Onu her daim hoş eylesin ve gönlüme dost eylesin, işlerini kolay kılsın Mevlam... :)
----------------------------------------------------------------------------------------
Dostlar saat 4.55 olmuş. Çok uykumuz geldi biraz uyuyalım, sabah ne zaman kalkarsak o zaman tesbih edelim inşallah... :) Dostlar 1 saati biraz aşkın dinlendik ve kalkıp ilaçları içtik... Sonra abdest alıp 2 rekat şükür namazını eda edip virdimizi yaptık... Şimdi sabah ezanını bekliyoruz... 4 rekat namaz ve sonrasında içimize ne ilham yapmak gelirse ona bakacağız... :)
Evet dostlar, bu kadar ilim ve ibadet faslı şimdilik yeter... Biraz da dünyevi güzel kitaplar okuyalım... Yoksa beynimiz tutuşacak... :) Güzel bir kahve ısmarladık kendimize... Kahveler kitabı okunmayı bekliyor... :)
Salah Birsel, ne şen adammış... Bilgisi engin, yaşamayı seven, renkli bir yazarmış... Onikililer bölümünü de okuduk. Bu bölümde yazar "onikililer" diye bilinen eski İstanbul kabadayılarıyla eski kahveleri anlatmaya devam etmiş.
Kitabından bir bölüm:
------------------------------------------------------------------------------------------
Bu bölümü bitirirken Florinalı Nazım'ın Ahmet Rasim için yazdığı ağıtı da bir kağıda gerip cebimize yerleştirmeliyiz:
Ey çok sevimli, ince
İstanbul'un çocuğu!
Yaşamaktan bezince
Gökte aldın soluğu
.............
Gözlerden uçsan da sen
Gönüllerde yerin var
Gül dudaklarda gezen
Yanık bestelerin var
-------------------------------------------------------------------------------------------
Evet dostlar daha önce belirttiğimiz gibi Einstein Evreninde Zaman Yolculuğu kitabını bir kez okumuştuk. Şimdi ikinci turda altını çizerek okuyoruz. En son sayfa 48'de kalmışız... Bir dem de fizikten, zamanda yolculuktan alalım... :)
Sayfa 58'e geldik dostlar... Işığın doğasını anlamak gerek dostlar ve fehmi yükseltmek...
Güneş'ten Dünya'ya ışık 8 dakikada ulaşır. Güneş'e baktığınızda Güneş'in 8 dakika öncesini görürsünüz...
--------------------------------------------------------------------------------------------
Sadi Şirazi'yi okumaya biraz devam ettik ve sayfa 105'e geldik... Şimdi biraz kestirelim... :)
Dostlar 9.10'a gelirken yattık, 14.10 gibi kalktık... Şimdi biraz ders çalışmaca... Demli çayımız da yanı başımızda... :)
Dostlar 8. ve 9. haftaki derslerimizi de seyrettik sayısal tasarım dersi için. Bir tek 10. hafta kaldı ve hocanın notlarına hızlıca göz gezdirmeliyiz sadece... :)
18.50'de sınav var ve saat daha 15.50'ye geliyor... :) Ve dostlar son dersi de hızlıca öğrendik... :) Şimdi sırada bu 10 haftanın notlarını hızlıca gözden geçirmek var... İçerikte de biraz ilerlemiştik önceden... İçerikten mi çalışsak yoksa hocanın notlarından mı ikilemine kalırsak, birinci tercihimiz öncelikle hocanın notları olur... :)
Elimizde hocanın 5 adet slaytı var arkadaşlar... Sayı sistemleri, kodlama-kodlar, ikili mantık, bool cebri ve K-Map (Karnaugh Haritaları) olmak üzere...
Dostlar biraz karnımız acıktı ve evde kimse yok. 139 TL'ye 2 mega çiğköfte dürüm ve 1 litre pepsi siparişi verdik... Saat de 16.30 olmuş, şimdi biraz müzik ve ardından dersi okumaya başlayalım hızlıca... Yemeğimizi de yiyelim de öğlenin kazası ve ikindiyi de kılalım nasip olursa... Şükürler olsun Mevla'ya... :)
Dostlar biraz derslere çalıştık... 18.50'de sınav var yaklaşık 25 dakika sonra... Sadece ufak birkaç noktayı oturtamadık, zaman kalmadı pek... Olsun... Gene de güzel çalıştık...
Şimdi Yunus ile biraz dinlenmece...
Bu paragrafa düzeltme:
Dostlar, sınavı bitirdik, ancak 2-3 soruyu serbest atış yaptık... Sanki 75+ gelir gibi... :) Şimdi biraz dinlenelim de abdest alıp, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarının kazalar, farzlar, sünnetler ve vacibiyle tamamlayalım inşallah... Bir de virdi gece de yapalım mest olmak için... :) Sonra da derse oturmaca, yarın sınav yokmuş Allah'tan.. İlk 4 konuyu tekrar etmeliyiz bu gece... Gerisine hiç çalışmamışız 5 derse, onları da biraz uyuyup sabah 8.00 gibi başlamalıyız çalışmaya.. iki gün sonra 20.50'deymiş sınav... :)
Namazlarla ve virdi gece yarısı yapabiliriz, şimdilik bolca ilim öğrenelim... Sadi Şirazi'nin ilminden öğrenelim inşallah Bostan'dan... 4. çeyrek ilacımızı da alalım... Tasavvuf değil de bilim okuyasımız geldi, o bakımdan Einstein Evreninde Zaman Yolculuğu kitabına bakalım.. Bilim bizi rahatlatırsa, tasavvufa belki döneriz... :)
Bu son yazdığım kitapta sayfa 76'ya geldik... Biraz Emile Zola'dan Germinal okuyalım... en son 160'ta kalmışız. İlaç içince peş peşe, fizik ağır geldi biraz, beyin kıvrımlarımız pek çalışmadı sanki... :) O yüzden daha soft bir şeyler lazım... Bu kitabı da 4 sayfa okuduk ki uykumuz gelmiş... :)
Annem geldi Bursa'dan, demin biraz pilav ve yoğurt yedim. Şimdi annem menemen yapıyor... Anneciğimin şu lezzetli menemeninden yiyelim en iyisi... :) Biraz da barbunya ekledik son olarak... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder