15 Ocak 2024 Pazartesi

Güzel Bir Pazartesi Olsun

<script async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js?client=ca-pub-4847011426389780"

     crossorigin="anonymous"></script>   

Dostlar, Pazartesi gününe girmiş bulunmaktayız... Ne öğrenmiştik Hace'den 22 Kasım 2023 günkü postumuzda da paylaşmıştık... Gece uzundur yatmakla onu kısaltma, gündüz aydınlıktır günahlarınla onu karartma demişti... Şimdi madem başımız ağrıyor ve tasavvuf ilimleri böyle anlarda ağır geliyor... O zaman başka bir ilim öğrenmeli... Güzel Dediniz Bay Feynman kitabını bir kez okuduğumuzu söylemiştik ve burada da ara ara ikinci defa okurken altını çizdiğimiz yerleri paylaşıyorduk, o kitaba devam etmeli, soft bir kitap üstelik bir fizikçiyi anlatıyor... :) Beyin yandığı anlarda yumuşak kitaplar okumalı... :) Gece ilacımızı da alalım da belki biraz rahatlarız... :)

Bir güzel Barış Manço şarkısı dinleyelim dostlar önce.. :) Sonra kitap faslı, buraya da yazarız altını çizdiğimiz yerleri... :) Keyifliyiz, Mevla'ya hamd olsun... :)


Sayfa 49'dan sayfa 81'e kadarki kısımda altını çizdiğim yerleri aktarıyorum. Keyifli okumalar... :)

----------------------------------------------------------------------------------------

Sanatın ne için olduğunu anladım - en azından bazı açılardan. Sanat birilerine bireysel keyif verir. Bir şey yaparsınız ve birileri de onu o kadar beğenir ki, acı hisseder ya da mutlu olur. Sırf ortaya koyduğunuz eserden dolayı! Bilimde her şey daha genel ve geniştir: Yaptıklarınızı takdir eden bireyleri doğrudan tanımazsınız bile.

Çağımızın onca yakındığımız kaba sabalığı, sanata yer olmayan bir bilim ortamında hafifletilemez; yalnızca sanatla hafifletilebilir. Resim ve şiir zihinlere güzelliği hatırlatıp yaşamı kademe kademe daha güzel hale getirebilir.

Fizikçinin çabası, doğanın nasıl davrandığını ortaya çıkarmaktır.

Nesnelerin küçük ölçekteki davranışlarının, büyük ölçekteki davranışlarla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Fiziği hem zor hem de çok ilginç kılan budur.

Çekirdek çok küçüktür. Atomun çapı 10^-8 cm iken, çekirdeğin çapı 10^-13 cm ölçeğindedir. Ne anlama gelir bu? Elinizde bir atom olsaydı ve onun çekirdeğini görmek isteseydiniz, onu öyle bir büyütmeniz gerekirdi ki, atomun bütünü bu odayı kaplar, çekirdek de gözünüzle anca seçebildiğiniz, bir inç'in [2,54 cm] yüzde biri çapında küçücük bir noktacık haline gelirdi.

Doğanın başlangıçta göreli olmasaydı daima o şekilde kalacağını göstermek kolaydır. Dolayısıyla problem Yaratılış'ın kendisine kadar geri götürülebilir. Bunu nasıl gerçekleştiğini de ancak Tanrı bilir.

Galaksimizdeki yıldızların sayısı çok büyüktür. Her saniyede bir yıldız olmak üzere içerdiği bütün yıldızları tek tek isimlendirmeye kalkışsaydınız -bu arada evrendeki bütün yıldızları değil, yalnızca kendi galaksimizden söz ediyoruz- bu iş üç bin yılınızı alırdı. Ancak bu yine de öyle çok büyük bir sayı sayılmaz. Çünkü o yıldızlardan her biri bir yıl içinde dünyaya bir dolar gönderecek olsa, ABD bütçesinin tahmini açığını anca kapatabilirler.

[Bir çocuğun, "Karşı konulmaz bir kuvvet, hareket ettirilmez bir nesneyle karşılaştığında ne olur?" sorusuna yanıt olarak:] El sıkışırlar. :)

Hayal gücüm daha üst düzey bir anlayışa sahip olabilmek için durmaksızın ileri uzanır, ta ki kendimi doğanın güzellik öngörüsünün insan eli değmemiş bir köşesinde bir anlığına yalnız bulup gerçek ihtişamın önümde serilişine tanıklık edene kadar. Benim ödülüm budur.

Doğanın aşikar olan muazzam karmaşıklıkları, her biri dikkatle açıklanmış tüm tuhaf yasa ve kurallarıyla birlikte, gerçekte birbirine son derece sıkı biçimde örülmüştür. Ancak bunun içerdiği matematiği takdir etmezseniz, bunca gerçek arasında bir gerçekten diğerine mantıkla yol alabileceğinizi de göremezsiniz.

Belki de basit dediğimiz şeyler, birkaç farklı şekilde eksiksiz anlatılabilen, ama aynı şeylerin farklı tarifleri oldukları anında fark edilmeyen şeylerdir.

Doğa ilk bakışta her zaman tam bir keşmekeştir. Ama yol aldıkça örüntüler görür ve kuramlar ortaya koyarız. Ve bir de bakarız ki bir şeyler açıklık kazanmaya, işler basitleşmeye başlamış.

Bir elmayı alıp da dünyanın boyutlarına büyütürseniz, elmanın içindeki atomlar da yaklaşık olarak elmanın orijinal boyutlarında olacaktır.

Astronomi fizikten daha eskidir. Aslına bakılırsa, yıldız ve gezegen hareketlerindeki güzel yalınlığı göstererek fiziğin başlamasına önayak olan da astronomidir. Bu hareketlerin anlaşılması, fiziğin başlangıcı olmuştur.

Astronominin bütünü içindeki en inanılmaz keşif, yıldızların Dünya'daki atomların aynılarından yapılmış olmasıdır.

Neden bazı insanların bilimi sıkıcı ve zor, bazılarının da eğlenceli ve kolay bulduğunu bilmiyorum. Bildiğim özellikle bir yönünün bana büyük keyif verdiği: Dünyanın gerçekte nasıl olduğunu çözmeye çalışmanın bu denli hayal gücü gerektirmesi.

----------------------------------------------------------------------------------------

Dostlar demiştim ya 10 kere okusam da Divan-ı Kebir'i gene bıkmam gene bıkmam... İlk 6 cildi 2. kez bitirmeme 54 sayfalık şiirler kaldı... :) VII -1 ve VII-2 nolu ciltleri ise sadece bir kez okudum... Şimdi yemeğimizi yedik, dişlerimizi fırçaladık ve şiirleri okuyup niyetlenip yatacağız nasipse... Ya Hakk... :)

30 sayfa okudum ve niyetlenip yatacağım hayırlısıyla... Mevlana büyük veli, Mevla'm beni O'na benzetsin inşallah... Namazlara da gayret edelim... En azından farzlara... Mübarek Mevlana bizi yücelere götürmek ister, kötülüğü fısıldayan nefisse aşağılara... Hakk yolunda ne menzil alırsak alalım, inşallah hep şen kalalım... :)

Bu sabah da 7.45'ten önce uyandık... Biri mesaj çekmiş, bilmem ne uygulaması sizinmiş, şikayette bulunacağım falan fişman... Hiçbir uygulama falan çıkartmadım henüz ben... :) Hayy, Allah'ım, nereden de beni bulur böyle saçma sapan şeyler..?

Neyse dostlar, Mevlana'nın Divanından 6. cildi de bitirdik... Oruç da güzel gidiyor... :) Hep bu saatlerde çay ya da kahve çekerdi canımız... Şimdi akşam vakti girene dek bekleyeceğiz... Çok güzel... Hem perhiz... :)

Bir gayretle abdest alıp sabah namazı, şükür namazı ve Vird-i Mevlevi'yi yapalım... Beynimiz de ilaç diye yanıyor ama olsun... :) Bir müddet sonra geçecektir... :)

Evet dostlar, şimdi çok daha huzurluyuz.. :)

Dostlarım danışmanım bir mesaj atmış, şartlı geçtiğiniz DD+ ve DC+ derslerinin bütünlemelerine katılamazsınız demiş... :) Sağlık olsun... Biz de 2 derse gireriz, her şey de ortalama değil elbette... :)

Dostlar çok ders olduğundan bütün konulara çalışamamıştık, derslere girmediğimiz için... :) 

Dostlar, karar vermeliyiz, hafif mani mi daha iyi, yoksa sersemlik veya baş ağrısı mı? Eski postlara baktım da 200 mg'dan 150mg'a düşürüyoruz... Sonra 200'e sonra 250'ye çıkartıyoruz... Tamam maniyi kesiyor ama sersemlik veriyor 250 oldu mu da... 200 kullanmak için 1 sene beklemeyelim... Doktor lütfen fazla kullanmayın dediyse, doktora uysak iyi olacak gibi... :) Ne yapalım işte akas tukas devam ediyoruz yaşantımıza... Bugün cimbom kazandı... :) Tebrikler aslanlar... :)) 

Dostlar, saat 00.00'a kadar dinlenelim, kafamız sersemken... :) 

Bir güzel adaçayı yapalım... :) 

Keyfimize bakalım... :) 

Sersemlik giderse ya oyun yapımına başlarız, ya da ders çalışmaya... 

En son hafta 69,5 saat borç vardı, bu hafta da +10 gelecek... Toplam 79,5 saat borç... Bunu tez azaltmalıyız... Bu hafta en az 29,5 saat çalışıp 50 saate düşürmeli, sonra tekrar 60 olacak...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Merhaba 6 Ekim

 Merhaba dostlarım, 6 Ekim 2024 Pazar gününe girmiş bulunmaktayız... Yaklaşık 25 dakikadır C++ çalışıyordum. Oyun işinde acele etmeyeceğiz.....