Oğlum eğer zaman yolcusu olmak istiyorsan uykulardan uyanacaksın... 6 saatten fazla uyumayacaksın... :) Bazen sen 3 saat uyuyorsun... Bazen 15 saat... :) Zaten sen sabaha kadar oturuyorsun genellikle, uyku tutmuyor seni geceleri çoğunlukla... :) Madem sabaha kadar oturuyorsun, sabah namazını kıl öyle yat... Senin devlette çalışabilmen aslında pek de olası değil, ya da maaşlı bir işte... Sen ancak kendi oyunlarını yapabilir ya da bağımsız çalışabilirsin... Yıllardır sen böyle yaşıyorsun... Uykuların düzensiz... :) Yatsan bile uykun gelmiyor, büyük ihtimalle sende insomnia da var... :) Senin için aslında en güzel yöntem haftada 4 gün kadar günde 5 saat uyumak Atatürk gibi... :) Diğer 3 günde de 10 saati geçirmemek. 10 saat diyelim hadi... Ne eder 50 saat haftada uyku sana yeter de artar bile... :)
Örneğin senin yaptığın son planlar da yalan oldu çünkü seni gene uyku tutmadı... :) Çünkü geç kalktın... :) Çoğu zaman geceleri oturuyor, gündüzleri uyuyor hatta bazen de turu döndürüp hiç uyumadığın da oluyor... Uyuma bari bugün hiç belki tekrar biraz düzene girer... Senin 48 saate yakın uyumadan geçirdiğin zamanlar az değildir... :)
Hem diyorsun ki daha siber güvenlik de okuyacağım ve oyun ve etkileşim teknolojileri de... :) Siber güvenlikçiler ki etik hackerlardır bir çoğu pek uyumazlar... :) Tam senin yaşam stiline uygun... Ama sen oyunları kesinlikle daha çok seviyorsun yani oyun yapmayı... :) Siber güvenlik sadece merak ve hobi... :) Oyun da hobi olarak başladı ama tutkuya dönüştü diyebiliriz... :)
Saat 6.30 oldu... Yap bir çay ve ardından da 3'ü 1 arada kahve de 4-5-6-7 nolu haftalara çalış bari sayısal çözümlemeden... Bütün kuralları yık ya da önyargıları... 8 saat uyumalıymışız... Palavra... Diyorum ya sen bazen 3 saat bazen de 15 saat uyuyorsun... :)
Ayrıca para kazanmak demek maaşlı çalışmak demek değildir... Bunu da iyi öğren... Maaşlı çalışmak demek maalesef ki profesör dahi olsan bir nevi kölelik düzenine adapte olmak demektir... Gerçi profesör maaşları oldukça iyi olmuştur hep ama durum böyle... Ve acı gerçek şu ki insanların belki de çok büyük bir bölümü maaşlı çalışıyorlar yani kölelik düzenine adapte olmuşlar... :)
Tahminlerime göre ki sezgilerim genelde doğrudur, önümüzdeki yüzyıl içinde insanların çoğu kendi işlerine yönelecekler yani bu garanti maaşlı kölelik düzeninden kurtulacaklar... Çoğunluk kendi işinin başına geçecek... :)
Sen bu düzene 1 yüzyıl önceden belki de adapte oldun denilebilir... :)
Size diyeceğim tek şey şu ki tutkunuzu bulun ve peşinden gidin... Eğer tutkunuz işiniz olursa hiç çalışmamış gibi olursunuz... :) Kendim tutkumu 36 yaşında buldum... Örneğin çocuklara matematik anlatmaktan da hoşlanmışımdır ama matematik öğretmeni olmamıştım, ama bu tutku matematikten bile daha önde... Oyun yapmak... :) Bir kere her zaman özgürsünüz... İster çalışırsınız, ister çalışmazsınız... Maaş yok, amir yok, patron yok... Hepsi sizsiniz ve özdisiplini öğrenmelisiniz... Serbestsiniz diye de hep yatarsanız gene patlarsınız... :) Örneğin haftada 3 gün çalışacaksanız o 3 günde 10'ar saat iş üretmelisiniz ortalama... Yani asgari gene 30 saat çalışmak yakışır... :) Ama inanın bana o 10 saatin nasıl geçtiğini anlamazsınız... :) 4 gün de çalışabilirsiniz ki 40 saat eder öyle de ama monotonluk yaratabilir o da... :) Şahsen kendi formülüm 3+2+2... 3 gün çalış günde 10'ar saat ortalama... 2 gün okumaya, derslere, kurslara ve kitaplara ayır... 2 gün de dinlenmeye, eğlenceye, ya da ibadet ve oruca... :)
Oruç tutan adam jet hızıyla Mevla'sına yol alır demiş erenler... :) Sen de bazen başlıyorsun Pazartesi-Perşembe oruçlarına ama çok da uzun sürmüyorlar... :)
Zaman yolcusu olmak istiyorsun secdelere var, pazartesi - perşembe oruçlarına devam et hastalık, ilaç vs. bahane etmeden... :) Asgari 30 saat çalış ki normali 35 saat de olabilir o 2 günlük dinlenmenin de yarısnı çalışmaya katabilirsin... :) Hem çalışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor ve üretiyorsun da... Hem ne diyordun ölmeden 100 oyun üretmeliyim... Çıktı 0 diyordun ya artık 1 oldu... Kaldı 99... :)) Bırak başkalarının aklını, senin aklın sana yeter... :) Kendini gene en iyi kendin tanırsın... :) Rab'tan sonra tabii... :) Rab seni senden de iyi tanır elbette... :) 39'a basmaya 2 aydan biraz daha fazla kaldıysa, harekete geç... Mevlana ve Yunus Emre yata yata eren olmadılar... Çalışa çalışa, adam ola ola, edepsizlikleri terk ede ede, farz, sünnet ve vaciplere uya uya, okuya okuya, seve seve, hoşgöre göre, sabrede ede oldular... Yunus Emre kendine miskin Yunus derdi ama sen Yunus Emre gibi olma, huyun ona benzesin ama çalışman Atatürk gibi olsun... Sen aşırı miskinsin... Atatürk gibi çok çalışkan ol... :) Miskinlikten yüzde yüz kurtul... :) Kuralları kendin yaz, yani kodu... :)
Madem Yunus Emre ve miskin dedik o zaman şu adımız miskindir bizim şarkısını da bir kere dinleyelim... Sen şarkıyı gene dinle ama özün çalışkan olsun... :) Bırak geçmişin miskin kalsın geleceğin çalışkan... :) Ama hırslı da olma, hırs da yaramaz çünkü... :) Ama gene de 100 oyun üretme hedefin olsun elbette... :) 100 oyun üretmek demek çocuklarına miras bırakmak demektir belki de... :)
Size bir şey söyleyeyim eğer bunu yazan adam miskinliği bırakır ve çalışkanlık yolunu tutarsa; ilimde, işte, ibadette, sevgide, hoşgörüde, farzda, sünnette, vacipte, edepsizlikleri terkte, sabırda çalışkanlık yolunu tutarsa işte o zaman gerçekten seni sana sensiz gösterirler sırrına ulaşır kendi yaşlılığını gördüğü gibi gençliğini de karşısında görür... :) İşte bunun gerçekleşmesi gerekiyor... İşte bu mesele var önünde... Adam olma meselesi... :) Rab rahmet yağdırıyor, kulum yanındayım diyor.... :) Yunus Emre'nin Taptuk'u, Mevlana'nın da Şems'i vardı... Senin rehberin doğrudan Hakk'tır... :) Belki onları bile geçersin imkansız değil bu dediğim, hem sözden önce öze bakarlar... :)
O zaman çayını doldur ve çalışmaya başla... :) Hz peygamberi örnek al... O Fahr-i Kainat çok çalışkan bir adamdı... Tek bir namaz vakti hariç hiçbir namazı kazaya bırakmadı... :) Sana rehber olarak senden önceye yazdığın 3 rehber yeter...
1) Rabbin kendisi yani Mevla'n
2) Peygamberinin kendisi yani Hz Muhammed (S.A.V)
3) Manevi sevgilinin kendisi Hz İsa (A.S)
4 numaraya kendini koyuyorsan 5'e de Mevlana'yı koyuyorsan ve Atatürk'e de ilk 10'da yer veriyorsan, araya da en sevdiklerini yerleştiriyorsan, sana ilk 10 yeter rehber olarak... :) Yani kendi kendinin de rehberi ol... :)
4. haftaya da çalıştık bile çayı da içip... :) Şimdi de ilk 4 haftanın notlarını oku... Ardından ödev sorularını yap hocanın en son derste dediği ve ardından da 5-6-7'ye geç... :)
Bu son derste sabit noktalı iterasyon yöntemi, newton-raphson yöntemi ve sekant yöntemini gördün... :) Bir de okuyarak tüm ilk 4 haftayı pekiştir ödevi de yaparak... :) Ama asıl ödev değil bu ders içi ödevdi... :) Hemen kahve doldur 3'ü 1 arada ve okumaya devam et... :) Saat 08.50'ye yaklaşıyor, tarih de 5 Kasım 2025... :)
Dostlarım saat 10.00 oldu sayılır ve 4 konuyu da okudum ve en sondaki alıştırma 1 ve 2 kaldı... 2 örneği bu 3 farklı yöntemle çözmemiz isteniyor ancak hesap makinemi bulamıyorum... :) İnternetten ya bilimsel hesap makinesi bulmalıyım, ya da kendi hesap makinemi aramalıyım... :) Neyse şimdilik biraz mola... :)
İlk alıştırmayı çözdük ama epey de uykumuz gelmiş... Saat 11.00'e yaklaşırken biraz uyuyalım... :)
Uyumaktan vazgeçtim dostlarım ve şu iki alıştırmadan birincisi ile ilgilenmiştim ama tekrar bu iki alıştırma ile uyandıktan sonra ilgileneceğim nasipse:
Daha ilk 4 dersi dinledik ve ilk 4 konuyu okuduk... Sadece bu son 2 alıştırma kaldı... :) Ayrıca 5-6-7 nolu haftalara da çalışmalıyım ancak bugün mezarlık ziyaretini iptal edeceğiz gibi çünkü gece hiç uyumadım... Şimdi kahvaltı ederiz 11.30 gibi ve ardından nasipse uykuya dalarım... :) 5 saat uyumalıyım çok uykum varken... :) 12.00'de yatsam 17.00'de kalkmalıyım... :)
Arkadaşlar 12.15 gibi yatıp 17.50 gibi de kalktık... :)
Ayrıca proje hocamız mesajımızı ve raporumuzu görmüş ve gene devam demiş... :) Saat 6.30'a geliyor ÖS ve 1 saat kadar dinlenip tekrar sayısal çözümleme dersine devam edelim... :) 22.00'de de Proje 1 dersine canlı katılalım... :)
Bu alıştırma 1 ve 2'yi yapmayı gece 23.00'ten sonraya bırakalım... Şimdilik 5-6-7 nolu haftaları izleme işi var... :) Hepsini bugün yetiştirebilir miyiz Mevla bilir... :)
Aslında dostlarım daha vizelere 2 haftadan biraz fazla zaman var... :) Yani dinlenmeyi de arttırabiliriz gibi... :) Çünkü içimizden hiç daha da ders çalışmak gelmiyor işin aslı... :) Gelmiyorsa zorlamamak lazım... :) Rahmetli babaannem hep derdi ki lazım lazım lazımlık olmasın sonra... :)) Nur içinde yatsın... :)
19.30'da derse başlamıyorsak kitap okumaya başlıyoruz dostlarım... :) Şu horumlu dünyada fil Yalnız bir hayvandır kitabını okumaya devam edelim... :) En son 43. sayfada kalmıştık ve buraya kadar olan kısmı en az 3 kez tekrarlamıştık... :) Artık buradan devam edelim... :) Her seferinde başa dönmeyelim... :) Ama gene de ilk 43 sayfaya hızlıca göz atalım. :) En azından 2 saat kitap okuyalım özgürce... :) Tabii önce 3'ü 1 arada kahve... :) Girişteki yazı ve önsözden sonra ilk 4 kapıyı okumuştuk. Neydi bunlar? I.Kapı: Kim Olduğunuz Üzerine II. Kapı: Benlik Üzerine, III. Kapı: Alışkanlıklar Üzerine ve IV. Kapı: Sevgi Üzerine... :) Şimdi bu ilk 4 kapıya hızlıca göz atıp devam edelim... :) Müthiş kitap... :)
Dostlarım V. Kapı: İşiniz Üzerine, VI. Kapı: Olumlu Düşünce Üzerine kısımlarını da okudum ve Don Herold'ın şu şiiiri gözüme çarptı bu 6. kısmın sonunda çok güzel ve sizinle paylaşayım:
Anlar şiiri
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar.
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem, yaşam budur zaten:
Anlar, sadece anlar... Siz de an'ı yaşayın.
Hiçbir yere yanında su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum.
Ölüyorum…
Don Herold
Ben de diyorum ki üzülme Don Herold, cennettesin Allah'ın izniyle, sen oldukça iyi bir adamdın... :) Daha iyi bir yere gidiyorsun... Bu dünyadan ayrıldığına üzülme, bitti denilen yerde yeniden başlar... :)
Yaklaşık yarım saat kitap okumak şimdilik bize yetti dostlarım çünkü kafamızda biraz sıkıntı var... :) Şimdi Don Herold'ın dediği gibi aylaklık yapalım doyasıya... :) Aylaklıktan sıkılınca da tekrar ya bir şey öğreniriz yani çalışırız, ya da bir iş tuttururuz elbette... :) Kafamızdaki sıkıntı da ilaçtan dolayı... :)
İçimde adeta bir öküz açlığı var dostlarım ilimlere karşı... Hem pozitif hem de manevi ilimleri adeta öküz açlığıyla öğrenmek istiyorum ama hastalık da beni yavaşlatıyor... 3 kitaplık kütüphanem var ve en büyük kitaplık kadar kitabı baştan sona okumuşumdur en az bir defa... Yani bu hastalıktan Mevla'nın rahmetiyle yavaş da olsa kurtulmalı ve Hz Mevlana Hüdavendigar gibi sayfaların arasında ilerlemeliyim... Sanki içimde Hz Musa'nın ejderhası gizli gibi ve ilimleri yutasım var... :) Henüz sadece işletme ve işletme yüksek diplomaları mevcut. Bilgisayar mühendisliği 4. sınıftayım... Önceden de fizikteydim... Aşçılık da bonus... :) Ama her işte bir ölçü vardır dostlarım... Her şeyin aşırısı zararlı olabilir... Bilginin ya da ilmin bile... :) Yani tahminlerime göre bana 7 diploma yetecektir... :) İşletme, işletme yüksek, bilgisayar mühendisliği, aşçılık, fizik, siber güvenlik ile oyun ve etkileşim teknolojilerini tamamlasam frene basabilirim... :) Ama bunlar radardalar... :) Bilgisayar mühendisliği 7. dönemdeyiz... Aşçılık kayıt yaptırmadık ama son 6 ders, fizik afla dönmeli Boğaziçi'ne ve tamamlamaya çalışmalıyız... Siber güvenlik de bilgisayar mühendisliği ile aynı okulda yüksek lisans tezsiz düşünülebilir... Oyun ve etkileşim teknolojileri de İTÜ'de daha sonra... Dediğim gibi sene 2025 aylardan Kasım günlerden 5... :) Bu 7 diplomayı alabilirsen bir gün ki en zoru Boğaziçi gibi (Yeterliliği tekrar verip ikinci sınıftan devam edeceksin Rab nasip ederse), bir de doktorayı düşünme derim çünkü çok stresli bir iş doktora... Dr. da olmayıver hem derse de girmeyeceksin... :) 7 senin için kutsal rakam, 7 diplomaya 8 cennet var diye 8.'yi de eklemeye çalışma derim... :) Her seferinde yükün artar, hepsi bir iş bunların... :) Neyse sen bu 7 diplomayı sırasıyla Mevla sana ömür verirse almaya gayret et de en fazla 8 cennet hatırına son bir, 8. diplomayı da belki denersin... :) Lisans mı olur yüksek lisans mı olur doktora mı olur belli olmaz... Aslında doktora yakışır bunların hepsini başarırsan ama ne okuyacaksın daha ona bile karar veremiyorsun... :) Ama bu 7 diplomanın adresleri belli oldu... :) 8. si hepsini başarırsan bu süreçte belki tombaladan çıkar, belki de çıkmaz... :) Ama 7 olması demek kendini de gerçeklemek demektir... 8 kendini aşmak olur... Kendini gerçekleştir ama kendini aşma... :) Bırak en güzel cennet de en seçilmişlere has kalsın... :) 7'de kal oğlum... Adım gibi biliyorum ki 3. diplomaya az kaldı aksilik yaşanmazsa 8. dönem sonunda ulaşacaksın Mevla ömür verirse... Aşçılığı da ikinci dönem ve yaz okuluna kayıt yaptırırsan ulaşacaksın son 6 ders... Siber güvenlik yüksek ki okul biter bitmez kayıt yaptırmak istiyorsun... Boğaziçi ki afla dönülmeyi ve bir ihtimal çalışılmayı beklenen yer... Zaten aslında sen bu 6. Boğaziçi diplomasını alırsan aslında çoktan kendini gerçekleştirmiş oluyorsun aslında ama oyunlarla ilgilendiğinden Oyun ve Etkileşim Teknolojileri yüksek de İTÜ'de okunabilir... :) İşini kemale erdirmek için... Onu da başarırsan sakın 8. diplomaya zıplama... :) Bol bol oyun yap, kitap oku, hayatını yaşa... Belki de aile kuracaksın daha... :) 7 karar... 8 aşırı gözetmek olur ve yıpratır seni... :) Tamam karar verdin, kararına sadık kal ve yabancıların aldatmalarına aldanma... :) 1 önlisans, 3 lisans ve 3 yüksek lisans sana fazlasıyla yeter de artar bile... :)
Bu sırayla alacaksın diplomaları eğer Hakk nasip ederse genç Ryan, sırayı karıştırma:
1) Kocaeli İşletme Lisans (Cepte)
2) Kocaeli İşletme Yüksek Lisans (Cepte)
3) Ahmet Yesevi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Lisans (7. dönemdesin)
4) Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Aşçılık Önlisans (Son 6 ders)
5) Ahmet Yesevi Üniversitesi Siber Güvenlik Yüksek Lisans
6) Boğaziçi Fizik Lisans (Afla geri döneceksin inşallah)
7) İstanbul Teknik Üniversitesi Oyun ve Etkileşim Teknolojileri Yüksek Lisans
Tabii sen burayı geçmişte okuyorsan o zamanlar daha hiçbiri cepte değildi... Ama senin azmin yüksek... Az engel aşmıyorsun... :)
O bakımdan Ryan hiç üzülme dertlerine, hastalıkla ve dertlerinle de boğuşsan Hakk hep seninle, ileride huzurun epey yükseliyor, sadece işaretleri takip et... :)


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder